Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Kamu görevlisi, makam, hediye, imtihan ve ortaya çıkan üzücü sonuç

Hz. Adem’den günümüze kadar insanoğlunun temel çatışma alanı güç kullanımı ve bölüşüm olmuştur. Güç kullanımı ve bölüşümü, ilahi ve beşeri kurallar sınırlandırmış olmasına rağmen her fırsatta da insanoğlu sınırları aşmak için her yolu denemiştir. İnsanların ısrarla belirlenen ilahi ve beşeri kuralları aşmaya çalışmaları herhalde fıtratının gereği olsa gerektir.

Hz. Adem'den günümüze kadar

Yenişafak Gazetesi köşe yazarlarından Ahmet Ünlü, bugünkü yazısında kamu görevlilerinin makamı dolayısıyla karşılaştığı hediye vb. sıkıntıları dile getirdi.

Ünlü yazısında:

Habil ve Kabil arasındaki sorunun kaynağı da tamamen bölüşüm ve hakkına razı olmamaktan kaynaklanmıştı. İşte kamu yönetiminde de kamu kaynağı ve gücünü kullanan kamu görevlilerinin ısrarla belirlenen kuralları zorlaması ve denetimi sevmemesi de beklenen doğal bir davranıştır. Güç ve kaynak kullanımındaki ihtirasın önüne nasıl geçileceği de kamu yönetiminin başlıca uğraş alanı olagelmiştir. Başarı tartışmalı olsa da uğraş verildiği tartışmasızdır. Kamu gücünü ve kaynağını kullanmanın keyfine varanların önünden akan imkan ırmağı karşısındaki tutumlarının nasıl olması gerektiğini izah etmeye çalışacağız.

Peygamberimiz’in kamu görevlileri için koyduğu hediye ölçüsü

Hz. Peygamber (S.A.V.), idari makamlarda bulunanlara verilen hediyelerle ilgili olarak; “Yetkililerin aldığı hediyeler, ganimetten aşırmak (kamu malını zimmetine geçirmek) gibidir.” buyurmuştur. Yine Resülullah (s.a.v.), zekat toplamakla görevlendirdiği memurunun hediye aldığını işittiğinde; “Benim gönderdiğim bir görevliye ne oluyor ki: “Bu zekat malıdır; bu da bana hediye edilmiştir” demektedir! Bu kişi babasının (yahut anasının) evinde oturup kalsa, acaba kendisine hediye verilir miydi? Allah’a yemin ederim ki, sizden biriniz o zekat malından bir şey alırsa kıyamet gününe o malı boynunda taşıyarak gelecektir” buyurmuştur. Peygamberimiz’in kamu görevlisine hediye konusunda koyduğu en temel ölçü budur. Eğer bu görevde bulunmasaydın sana bu hediye verilir miydi?

İşte Peygamberimiz’in koyduğu bu kurala ister Müslüman olsun isterse kafir, kimsenin itiraz edemeyeceğini düşünüyorum. Yani kamunun sana emanet ettiği kamu görevi olmasaydı sana bu imkanlar sunulur muydu?

Elbette hediye toplumsal ilişkilerin tesis edilmesinde önemli bir araçtır. İnsanların sivil hayatlarında birbirleriyle hediyeleşmelerinde herhangi bir sorun bulunmamaktadır. Burada sorun olan, kamu görevlisine kamu görevi nedeniyle verilen hediyelerdir. Bu nedenle, kamu görevlisi hediye kabul ederken kendisine şu soruyu sormalıdır: Kamu görevlisi olmasaydım ya da işgal ettiğim makam ve mevkide bulunmasaydım, bu hediye yine de bana verilecek miydi?

Teklif edilen hediyenin büyük ya da küçük olması, maddi değerinin bulunup bulunmaması önemli değildir. Bir kamu görevlisi maddi değeri büyük olan bir hediyeden etkilenmeyebilir, başka birisi değersiz gibi görülen bir hediyeden etkilenebilir.

Memurların hediye almasındaki ölçü nedir ve nasıl belirlenmiştir?

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 29’uncu maddesinde memurların hediye alma, menfaat sağlama yasağı belirlenmiştir. Buna göre, devlet memurlarının doğrudan doğruya veya aracı eliyle hediye istemeleri ve görevleri sırasında olmasa dahi menfaat sağlama amacı ile hediye kabul etmeleri veya iş sahiplerinden borç para istemeleri ve almaları yasaktır. Bu yasağa aykırı hareket edenler olayın mahiyetine göre memuriyetten çıkarma cezasıyla dahi karşı karşıya kalabilirler.

Mevzuatta menfaat sağlama amacıyla hediye alma kesinlikle yasaklanmış olmasına rağmen, bazı kamu görevlilerinin yılbaşı, bayram vb. özel günler bahane edilerek, iş sahiplerinden ya da mesai arkadaşlarından zaman zaman hediye aldıkları bilinen bir gerçektir.

Kamu görevlilerine verilen veya kamu görevlilerince alınan hediyeler, kamuoyu nezdinde etik tartışmalara yol açmakta, kamuda yozlaşmaya, kamu görevlilerinin eleştirilmesine, yolsuzlukla ilgili algılamaların artmasına, kamu yönetimi ve yöneticilerine duyulan itibar ve güvenin sarsılmasına neden olmaktadır. İlk bakışta kimi zaman önemsiz gibi görünen ve bu nedenle göz yumulan hediyeler, çoğu zaman kamu görevlisinin tarafsızlığını, kararlarını ve görevini etkileyebilmekte, adeta bubi tuzağına dönüşmektedir.

Kamu görevlisinin tarafsızlığını, performansını, kararını veya görevini yapmasını etkileyen veya etkileme ihtimali bulunan ve doğrudan ya da dolaylı olarak kabul edilen her türlü eşya ve menfaat hediye kapsamındadır. Hediyenin ekonomik değerinin olup olmaması önemli değildir.

Kamu görevlileri, yürüttükleri görevle ilgili bir iş, hizmet veya menfaat ilişkisi olan gerçek veya tüzel kişilerden kendileri, yakınları veya üçüncü kişi veya kuruluşlar için doğrudan doğruya veya aracı eliyle herhangi bir hediye alamazlar ve menfaat sağlayamazlar.

Hangi hediyeler yasak kapsamında yer almamaktadır?

Yönetmelikte, hediye alma yasağının istisnaları tek tek sayılmaktadır. Buna göre;

1- Görev yapılan kuruma katkı anlamına gelen, kurum hizmetlerinin hukuka uygun yürütülmesini etkilemeyecek olan ve kamu hizmetine tahsis edilmek, kurumun demirbaş listesine kaydedilmek ve kamuoyuna açıklanmak koşuluyla alınanlar (makam aracı ve belli bir kamu görevlisinin hizmetine tahsis edilmek üzere alınan diğer hediyeler hariç) ile kurum ve kuruluşlara yapılan bağışlar, 2- Kitap, dergi, makale, kaset, takvim, cd veya buna benzer nitelikte olanlar, 3- Halka açık yarışmalarda, kampanyalarda veya etkinliklerde kazanılan ödül veya hediyeler, 4- Herkese açık konferans, sempozyum, forum, panel, yemek, resepsiyon veya buna benzer etkinliklerde verilen hatıra niteliğindeki hediyeler, 5- Tanıtım amacına yönelik, herkese dağıtılan ve sembolik değeri bulunan reklam ve el sanatları ürünleri, 6- Finans kurumlarından piyasa koşullarına göre alınan krediler.

Neler hediye alma yasağı kapsamındadır, yani alınamaz?

1- Görev yapılan kurumla iş, hizmet veya çıkar ilişkisi içinde bulunanlardan alınan karşılama, veda ve kutlama hediyeleri, burs, seyahat, ücretsiz konaklama ve hediye çekleri, 2- Taşınır veya taşınmaz mal veya hizmet satın alırken, satarken veya kiralarken piyasa fiyatına göre makul olmayan bedeller üzerinden yapılan işlemler, 3- Hizmetten yararlananların vereceği her türlü eşya, giysi, takı veya gıda türü hediyeler, 4- Görev yapılan kurumla iş veya hizmet ilişkisi içinde olanlardan alınan borç ve krediler.

Etik ihlaline ilişkin yaşamdan örnekler

– Bir İl’e yeni atanan valiye hoş geldiniz ziyaretinde bulunan bir müteahhit, kıymetli bir el halısı hediye etmiştir.

– Başarılı Çocuklara Yardım Derneği’nin, derneği denetlemekle görevli bir denetim elemanının kızına burs vermesi.

– Sınıf annelerinin öğretmene, Öğretmenler Günü’nde 22 ayar bir bilezik hediye etmesi.

– Bir il müdürünün, kızının düğünü için piyasa fiyatının yarısına düğün salonu kiralaması.

– Bir il müdürünün özel aracını araç kiralama firması vasıtasıyla kiraya vermesi.

– Genel müdürün, kurumuna iş yaptırdığı müteahhide ücret ödemeden makam odası yaptırması.

– Üst düzey bir kamu görevlisinin bir iş adamından piyasa fiyatının yarısına ev satın alması.

– Bir grup üst düzey kamu görevlisinin Hazine arazisini satın alarak yapı kooperatifi kurması.

– Bir Sayıştay denetçisinin kızını, denetim yaptığı bir kurumda işe başlatması.

-Üniversite hastanesine gelen bir hastanın öğretim üyesince özel muayenehanesine yönlendirilmesi. Ya da özel muayenehanesine gelen bir hastasının tetkiklerinin sıraya tabi tutulmadan hızlı bir şekilde hastanede yaptırılması.

Söylediklerimizin gerçek hayatla ne kadar örtüştüğünü ve ne kadar tanıdık geldiğini okuyucularımızın takdirine bırakıyoruz.

Sonuç olarak Kamu Görevlileri Etik Kurulu’na çok büyük görevler düşmektedir. Bu kurul ne kadar etkin ve hızlı çalışırsa birçok kötülük kaynağında kuruyacaktır. 2020 yılında bu kurulun internet sayfasında yer alan sadece bir ihlal kararı verildiğini görünce ümidimiz azalsa da çıkmadık candan ümit kesilmez diye yutkunmaya devam ediyoruz.

Yeni Şafak