Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Sinan Aksu, devlet yurtlarının karalanması, itibarsızlaştırılması, güvenilmez yerler gibi bir algının oluşturulmasının, tamamen terör örgütlerinin ekmeğine yağ süreceğini söyledi.
Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR) Genel Müdürü Sinan Aksu, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Aksu, üniversitelerin bir ihtiyaç olarak Türkiye’nin gündeminde git gide önem kazandığını vurgulayarak, “Özellikle 2003-2004 yıllarında Türkiye’de pek çok ilde üniversite kuruldu ki bugün geldiğimiz noktada tüm illerde üniversite var. Üniversite kurulması ile aynı orantıda barınma düşünülmemiş. 28 Şubat süreci aslında cemaatlere ve irticaya yapılmış gibi görünse de neredeyse pek çok yapıya müdahale edildiği halde bütün cemaatler, cemiyetler veya dini yapılar sorgulandığı halde 28 Şubat Türkiye’sinde herhangi bir şekilde FETÖ yapılanmasının önüne geçilmemiş. FETÖ yapılanması burada hiçbir şekilde geri adım atmamış tam tersine o dönemlerde İmam Hatip okullarının, liselerinin kapatılması, orta kısımlarının kapanması gibi ve bazı Vakıflar Genel Müdürlüğü gibi, bazı vakıfların yurtlarının kapatılmasıyla sanki adres olarak orası gösterilmiş gibi bir durum var. Çok enteresan bir veri var Milli Eğitim Bakanlığı’nda, 28 Şubatla birlikte FETÖ okullarında patlama var, eş değer olarak yurtlarda da bir patlama oluyor ve yine cemaat ve bazı örgütler Anadolu insanının düşünce dünyasında devlet yurtları en gariban öğrencinin gideceği yer olarak gösterilmiş. Maalesef devlet yurtları ile ilgili de bir algı oluşturulmaya çalışılmış bu algı da, devlet yurduna öğrenci teslim edilmez, başına her şey gelebilir böyle bir algıyla da aileler korkutulmuş. Ailelere de en güvenilir yer olarak cemaatin evleri, yurtları sunulmuş. Devletin bu konuyla ilgili korkunç bir alt yapısı varken ondan sonra hep cemaate yönlendirme olmuş. Bunu 28 Şubatçılar da yapmış, öncesindekiler de yapmış fakat 2000’li yıllardan sonra yeni açılan üniversitelerle birlikte konseptte değişiyor ” diye konuştu.
17-25 ARALIK SONRASI YURTLAR
17-25 Aralık’ın bir milat olduğunu, bu dönemde FETÖ yurtlarından öğrencilerin devlete yurtlarına geçmesinin teşvik edildiğini ifade eden Aksu, “Cemaat burada aşağılık bir tavır sergiledi. Kendilerinden ayrılmak isteyen öğrencileri gece vakti sokağa attılar, diğer öğrencilere göz dağı vermek için öğrencileri ciddi manada mağdur ettiler ama devletimiz hamdolsun öğrenciyi dışarıda bırakmadı. Bu süreçte Gençlik ve Spor Bakanımız Akif Çağatay Kılıç bu öğrencilerin dışarıda kalmaması için yoğun çaba sarf etti, gece gündüz çalıştı” değerlendirmesinde bulundu.
“O GÜN KAPASİTEMİZ 286 BİNDİ, BUGÜN 545 BİN”
“O gün kapasitemiz, 286 bindi, bugün 545 bin” diyen Aksu, “Sadece şu anda projesi ve inşaatı devam 200 bin yataklık inşaatımız var, bu bitirildikçe yurtlar açılıyor. Yedekte kalan öğrencilerimizi haftalık olarak duyuruyoruz, hak kazananlara internetten bildiriyoruz aynı zamanda mesaj çekiyoruz. Bu yıl müracaat eden öğrencilerin yüzde 70’ine yakını yurtlarda kalmaya başladılar. İnşallah marta kadar yurtların yedeklerini bitirmeye çalışacağız. İki yıl içerisinde dışarıda kalan öğrenci kalmayacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.
Yurtlar için en uygun yerlerin üniversite kampüsü içindeki arsalar olduğunu söyleyen Aksu, üniversiteler, rektörler ve bazı belediyelerin, yurt yapımı için istedikleri arazileri kendilerine vermediğini, bu yöndeki taleplerine muhatap bulamadıklarını, arazi temini konusunda sorun yaşadıklarını belirtti. Aksu, “Dışarıda kalan öğrencilerin herhangi bir örgütün avucuna düşmesine hiç birimiz istemeyiz. Onun için herkesin devlet yurtlarıyla ilgili elinden gelen gayreti göstermesini istiyoruz. Özellikle üniversite rektörlerimizin. Hızlı tahsis yapılıyorsa iki yıl içerisinde Türkiye’de yurt ihtiyacı karşılanır diye düşünüyorum” dedi.
“YANLIŞ ÇOK RAHATLIKLA DÜZELİR”
Son dönemde yurtlarda kalan öğrencilerin protestolarıyla ilgili basında yer alan haberlere değinen Aksu, “Bu kadar korumacı kollayıcı bir kurumun, son günlerde özellikle bazı öğrenci hareketlerine, eylemlerine sahne olup bununla algılanmasını biz çok iyi niyetli görmüyoruz. Devlet yurtlarının karalanması, itibarsızlaştırılması, güvenilmez yerler gibi algısının oluşturulması tamamen terör örgütlerinin ekmeğine yağ süreceğini düşünüyoruz. Bizim bir eksiğimiz, yanlışımız varsa bu çok rahatlıkla düzelir ama bu bir eylemle değil, bu talepleri bize geldiği zaman biz zaten taleplere mutlaka müspet karşılık veriyoruz, mutlaka olması gerektiği gibi bunu düzeltiyoruz. Zaten bu konuda Bakanımız Akif Çağatay Kılıç sürekli öğrencilerle görüşüyor, sürekli bir araya geliyor, biz de taleplerini dinliyoruz. Biz öğrencimizle sürekli memnuniyet anketi içerisindeyiz zaten. 4,5-5 ay gibi kısa sürede tamamlayıp bitirdiğimizi bir yurdu ‘bitmeyen yurda bizi alıyorlar’ diye bir algı iyi niyetli olamaz. İnsanın evinde bile olabilecek problemleri büyük problemler gibi sundular. 2 bin 100 öğrenciden sadece 30’u. Bu 2 bin 100 kişilik yanında da yine 2 bin 600 kişilik büyük bir yurt daha yapılıyor, o yurdun inşaat alanındaki görüntüleri çekip bu yurtmuş gibi gösterme algısı var. Bir tane de dolabı monte ederken su borusu delinmiş, alt kata akmış, o odada da kimse kalmayacak, tamir edilecek bir an önce bitirilecek, kimse kalmayacak. Bunun yasa dışı gruplar tarafından da kışkırtıldığına da eminiz ama hiç bir öğrenciyi zanlı konuma düşürmek istemem. İstanbul’dan provokatör öğrenciler otobüse biniyor, geliyorlar. Zonguldak’ta yurdun önünde, üniversitesinde eylem yapmak istiyorlar, diğer öğrencileri de çağırıyorlar öğrenciler gitmiyor. Ben öğrencilerle konuştum protesto yapanları tanımadıklarını ne için eylem yaptıklarını anlamadıklarını söylüyorlar. Bu kurumun zarar görmesi kimseye fayda sağlamayacak, en azından devletini, milletini seven kimseye fayda sağlamayacak bundan eminiz” açıklamasında bulundu.