GAZİANTEP’te mahalle bakkalına alışveriş yapmaya giden 9 yaşındaki kız çocuğu E.Ö. eve geldiğinde bakkal B.K.’nın vücudunun değişik yerlerine dokunduğunu ailesine söyledi. Aile bunun üzerine şiayetçi oldu. Bakkal B. K. hakkında Gaziantep 7. Asliye Ceza Mahkemesi’nde ‘Sarkıntılık yapmak suretiyle çocuğun cinsel istismarı’ suçlamasıyla dava açıldı. Duruşmada ifade veren mağdur E.Ö., bakkalın daha önce de kendisine benzer davranışlarda bulunduğunu ama okulda gördüğü eğitime kadar bunun yanlış olduğunu anlamadığını söyledi. Mahkeme, ilk duruşmanın sonunda E.Ö.’nün okuluna bir yazı yazarak istismarla ilgili okulda bir eğitim alıp almadığını sordu.
MAHREMİYET EĞİTİMİ VERİLDİ
Okul tarafından 25 Nisan’da mahkemeye gönderilen cevap yazısında okulun psikolojik danışma ve rehberlik servisi tarafından öğrencilere ‘Çocuklarda mahremiyet’ konulu bir eğitim semineri verildiği belirtildi. Yazıda; “Çocuklarda mahremiyet konulu eğitim semineri verilmiş, iyi dokunma, kötü dokunma, özel bölgeler ve kötü dokunuştan korunma yolları hakkında bilgilendirme sağlanmış; okul rehberlik panosunda da mahremiyet eğitimi çalışılmıştır” denildi. Ayrıca eğitimin bir örneği de mahkemeye gönderildi. 16 Mayıs’taki duruşmada ise okuldan gelen yazıyı değerlendiren mahkeme, ‘Çocuğun cinsel istismarı’ suçunun oluşması ihtimali olduğunu belirterek ‘görevsizlik’ kararı verdi. Buna göre dava artık Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek.
VELİLERDEN OLUMLU TEPKİ ALDIK
Görüştüğümüz okul yöneticileri şunları söyledi: “Son zamanlarda çocuklara yönelik ayyuka çıkan taciz ve istismarlar olayları eğitim dünyasını tedirgin etmişti. Biz de çocuklarımızı bilinçlendirmek için geçen eğitim öğretim yılında böyle bir seminer verdik. En az 40 dakika olmak üzere çocukları istismardan korumaya yönelik bir seminer planlandı. 6 – 10 yaş grubundaki ilkokul öğrencilerine videolarla desteklenmiş mahremiyet konulu seminer verdik. Konu çocukların dikkatlerini çekti. Velilerden de olumlu tepkiler aldık.” NOT: öğrencinin kişisel bilgilerini korumak için hem kendi adını hem okulun adını haberimizde vermiyoruz.
GELİŞMİŞ ÜLKELERDE ZORUNLU
İMDAT ve ASUMA’nın raporunda toplumun, eğitim sektörü çalışanlarının ve ailelerin çocukların cinsel istismarı konusunda eğitilmesinin çocukların ise kendi bedenlerine dair eğitime tabi tutulmasının önemine vurgu yapılarak, dünyadaki örnekler şöyle sıralanıyor:
GELİŞMİŞ ülkelerin pek çoğunda, çoğu Batı ve Kuzey Afrika ülkelerinde, zorunlu olmasa da cinsel eğitim okullarda verilmektedir. ABD’de cinsel eğitim ve programları, eyalet yönetimlerinin kararlarına bırakılmış durumdadır
Danimarka, 1971’de okullarda cinsel eğitimi zorunlu kılan yasayı kabul etmiştir.
1990’lı yılların sonlarına bakıldığında İskoçya’da cinsel eğitimin zorunlu olmadığı görülmektedir. Eğitimciler çocuklara, hangi seviyede, nasıl bir eğitim vereceklerine kendi inisiyatifleriyle karar vermektedirler. Fakat burada onlara rehberlik eden uzmanlar bulunmaktadır
Fransa’da ise okulların Cinsellik ve Eğitim Üzerinde Araştırma ve İnceleme Grubu adı altında kurduğu hizmet birimi bulunuyor. Bu birim bütün eğitim dönemleri boyunca ihtiyaç duyulduğunda toplanmaktadır.
Birleşmiş Milletler (BM) 90’lı yıllarda 2000 yılında 6 milyar olacak olan dünya nüfusunu denetim altına almak için cinsel eğitim ve sağlıklı kürtajın desteklenmesi kararı almıştır.
TACİZ VE ŞİDDET % 90 ARTTI
İMDAT/ Şiddeti Önleme ve Rehabilitasyon Derneği ve ASUMA / Acıbadem Üniversitesi Suç ve Şiddetle Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin 2016 tarihli ‘Çocuk İstismarına Yönelik Rapor’unda çok önemli verilere ve önerilere yer veriliyor. Baş raportörlüğünü Prof. Dr. Oğuz Polat’ın yaptığı rapordaki çarpıcı sonuçlar özetle şöyle:
Dünyada son 4 yılda çocuklara yönelik taciz veya şiddet uygulamaları yüzde 90 arttı” bilgisine yer
Adliyelerdeki 4 tecavüz davasından biri çocuklarla ilgili.
Adalet Bakanlığı’nın 2014 verilerine göre, her ay Adli Tıp Kurumu’na 650 çocuk cinsel istismarı vakası gönderiliyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 verileri 2011- 2020 yılları arasında 140 milyondan fazla kız çocuğun evlendirileceğini ve 50 milyonunun 15 yaşın altında olacağını öngörmektedir.
TÜİK verilerine göre Türkiye’deki tüm evlenmeler içindeki çocuk yaşta evlendirilen kız çocukları oranının yüzde 28 – yüzde 35 olduğu ve mutlak sayısının 181.036 olduğu belirtiliyor.
Bir Saadet öğretmen yetmez
Türkiye’nin bu dönemine ait gelecekte adı mutlaka anılması gereken kişilerden biri Saadet Özkan. Ayşe Arman’ın röportajıyla tanıdık onu. İzmir Menderes’te görev yaptığı okulda yaşları 6 ile 11 arasında değişen altı kız çocuğunun müdürünün cinsel istismarına uğradığını ortaya çıkarmıştı. Öğrencilerdeki huzursuzluktan şüphelenmiş, kendi deyimiyle ‘takmış kafayı’ ve her şeyi göze alarak tek başına istismarı ortaya çıkarmıştı. Saadet Öğretmen Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl verilen Uluslararası Kadınlar Cesaret Ödülü’nün 12 sahibinden biri olmuştu. İstatistikler Türkiye’de binlerce Saadet Öğretmen’e ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Ancak bu sadece tek başına yürekli öğretmenlerin dikkatiyle çözülecek bir sorun değil. Örgün eğitim veren ya da yatılı olan okul ve yurtlarda, yatılı kurslarda istismara uğrayan binlerce çocuktan söz ediyoruz. Adalet Bakanlığı’nın 2014 verilerine göre ayda 650 çocuk istismar nedeniyle Adli Tıp’a sevk ediliyor. Yurtdışındaki örneklerinde olduğu gibi Türkiye’de de cinsel istismara karşı çocuk ve aileden başlayarak eğitim verilmesi gerekiyor. İstismara karşı çocukların da sesini çıkaracağı, ses vereceği bir sistemin kurulması gerekiyor.
NE YAPMALI?
Cezaların caydırıcılığı artırılmalı.
Zorunlu eğitimi tamamlamayan veliler tespit edilmeli ve haklarında caydırıcı önlemler alınmalı.
Çocuk ve ailelerine yönelik iyi dokunuş/kötü dokunuş ve bedenlerine istenmeyen davranışa izin vermeme temalı eğitimler verilmeli, çocuklara kendilerini korumaları öğretilmelidir.
DİKKAT!
“Cinsel istismara uğrayan çocukta durum, dikkatli bakıldığında birçok noktada kendini belli etmektedir. Çocuk mutsuzdur, davranışları uçarıdır. Kişiler arası ilişki kurma ve sosyal ilişkileri sürdürebilme becerisi, cinsel istismardan olumsuz olarak etkilenebilmektedir. Maruz kalınan bu travma sonrası çocuğun ruh sağlığının bozulması en olası durumdur. Çocuk bu durumda bir uzmandan destek almalıdır.” (İMDAT ve ASUMA’nın raporundan)
Okuldaki seminerinde istismarla ilgili çocuklara verilen eğitimden bazı notlar şöyle:
Kötü dokunuşlar bize kendimizi kötü hissettirir. Hoşlanmadığımız her dokunuş kötü dokunuştur.
Vücudumuzda bazı özel yerlerimiz bulunur, biz izin vermediğimiz sürece kimse bu özel yerlerimize dokunamaz!
Hayır de! Eğer kötü bir dokunuş veya bakışla karşılarsan hayır de! Uzaklaş. Güvendiğin bir büyüğüne söyle.
Birisi seni dinleyene kadar söylemeye devam et.
Kötü dokunuş ve bakışlar asla bir çocuğun suçu değildir. Bedenin sana aittir. İstemediğin hiçbir şeyi kimse sana yapamaz, dokunamaz, akrabaların olsa dahi.
İDRİS EMEN