Mesude ERŞAN
Beşiktaş’ta Vodafone Arena İnönü Stadyumu önündeki terör saldırısında bir yıl önce yaşamını yitiren 19 yaşındaki tıp öğrencisi Berkay’ın annesi Zeynep ve babası Salim Akbaş Hürriyet’e konuştu. Anne Akbaş, “Orada 46 kişi canını kaybetti ama 47’ncisi de benim. Ben o gün öldüm. Her gün aynı acıyı yaşıyorum” diyor.
Bir yıl önce bugün, Beşiktaş – Bursaspor maçının oynandığı Vodafone Arena’nın yanında Türkiye’nin en büyük terör saldırılarından biri gerçekleşti. Bomba yüklü bir araç Dolmabahçe yokuşunda infilak etti, ardından bir canlı bomba Maçka Parkı’nın girişinde kendi patlatarak toplam 46 kişinin yaşamını yitirmesine, 166 kişinin yaralanmasına sebep oldu.
Saldırıda yaşamını yitirenlerden biri, ziyaret için geldiği İstanbul’da o esnada stadın önünden geçen dolmuşta bulunan 19 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisi Berkay Akbaş’tı. Teröristler sadece Berkay’ın hayatını değil Sinop’ta huzurlu bir hayat süren Akbaş ailesinin mutluluğunu da çaldı. Sinop’taki evlerinde görüştüğümüz emekli mimar anne Zeynep Akbaş şunları söylüyor:
BENİM İÇİN HAYAT DURDU
“Allah kimseyi evlat acısıyla sınamasın, bir yıl çok zor geçti. ‘Ölümden sonra hayat devam ediyor’ deniyor. Aslında devam etmiyor. Benim için hayat durdu. Toplum içine çıkamıyordum. Şimdi çıkıyorum, tek farkı o. Ama içimdeki yangın hiç bitmiyor. Bir anne, babanın yaşabileceği en büyük acıyı yaşadık. Her gün, aynı acıyı yaşıyorum. Her gün ölüyorum. Hiçbir şey eskisi gibi olmuyor. Olmaz da bundan sonra. Kendi başıma baş edemiyorum. İlaçlarla devam ediyorum hayata. Kızım için, kızımın eşimin, dostlarımın sayesinde ayakta kalmaya çalışıyorum. Burada (Sinop) olduğum müddetçe her gün Berkay’ın kabrine gidiyorum. Duasını okuyorum, konuşuyorum onunla. Kabrine gittiğimde kendimi yakın hissediyorum ona.
Berkay’ın adı kolundaki dövmede:�
Berkay ile TUS’a hazırlanan doktor kızı Selin’in isimlerini olaydan sonra koluna dövmeyle yazdıran Akbaş, “Dövme aklıma gelmezdi. Oğlumu kaybettikten sonra onun izleri hep üzerimde olsun istedim” diye anlatıyor. Zaman zaman oğlunu rüyasında gördüğünü söyleyen Akbaş, “Rüyamda gördüğümde öyle mutlu uyanıyorum ki…” diyor.
ANNE DEMESİNİ ÖZLEDİM
Berkay ortaokul, liseyi Ankara’da okudu. Eşim işi nedeniyle Sinop’ta kaldı, ben çocuklarımızın yanındaydım. Hafta sonları o da gelirdi. Çok güzel zamanlar geçirdik. Oğlumla arkadaş gibiydik ama anne olduğumu da çok iyi bilirdi. Kısacık ömrü boyunca beni kıracak bir şey yapmadı. Dünya iyisi bir çocuktu o. Kimse hakkında kötü düşünmez, konuşmazdı. Gerçekten benim oğlum melek gibiydi. Çok mutlu etti bizi. Benim ona bütün annelik emeklerim helal olsun. Beni hiç üzmedi. ‘Anne’ demesini özlüyorum. Kapıdan içeri girişi, ‘Anne nasılsın, bir şeye ihtiyacın var mı’ diye sormasını, sohbetini çok özlüyorum. Keşke o günlere geri dönebilsem. Bana bir kere daha ‘anne’ diyebilse, canımı verirdim ben. Doktor olmayı çok istedi. Onun hayali buydu. Hem Berkay hem de ablası Selin tek tercih yaptılar o da tıptı. Hayalini, bizi yıktılar geçtiler. Gözümüz gibi baktığımız çocuğumuzu aldılar elimizden.”
‘DEVLETE KIRGINIM’
Devlete kızgın ve kırgın olduğunu söyleyen Akbaş, “Koruyamadılar çocuğumuzu. İstanbul’un göbeğinde 46 can gitti. Nasıl fark edilmez o bomba yüklü araç? Bir anne olarak bunu söylemeye kendimde hak buluyorum. Devletin vatandaşını koruması gerekmez mi? Oradaki zafiyet büyük” diyor.
BAĞIŞ PARALARI VERİLMEDİ
İnşaat mühendisi baba Salim Akbaş, sorumuz üzerine şunları söylüyor: “121’er lira maaş bağlandı. Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü üzerinden 10 bin lira verildi. 5 bin lirasını ÇYDD, 3 bin 500 lirasını LÖSEV, 1500 lirasını Mehmetçik Vakfı’na bağışladık. Devlet 19 yaşındaki tıp fakültesi öğrencisine 33 bin 600 lira değer biçti. Hoş katrilyon verseler bir parmağını geri getiremezler. Maddi ve manevi tazminat davası açtık. Karar çıkarsa kuruşuna dokunmadan bağışlayacağım. Terör mağdurları için oynanan maçlar vs. ile para toplanmıştı. Paranın Aile Bakanlığı’nda olduğunu öğrendik. Ancak bize verilen bir şey yok.”
2 TIĞ ÖĞRENCİSİNE BURS VERİYORLAR
Sinop Belediyesi, Berkay’ın adını yaşatmak için ailesinin evinin karşısındaki parka adını verdi. Adına basketbol turnuvası düzenlendi. Üniversite öğrencileri Sinop’ta bir köy okulunun kütüphanesini baştan kurarak Berkay’ın adını yaşattı. Anne Akbaş, “Oğlumun unutulmaması, anılması çok mutlu ediyor beni” diyor. Eşi Salim Akbaş ile birlikte Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği aracılığıyla iki tıp fakültesi öğrencisine burs verdiklerini anlatan anne Akbaş, “Böyle şeylerle mutlu oluyoruz artık. Parayla işimiz yok. Ben oğlum için bir şeyler yapmak, adını yaşatmak istiyorum. Benim oğluma devletin değer (33 bin 600 bin liralık) tazminat biçmesi çok yanlış. İnsana hakaret gibi geliyor. Benim oğlumun değeri parayla biçilmez” diye konuşuyor.
TİŞÖRTÜNDEKİ KOKUYA MUHTACIM
Anne Akbaş, “Odasını hiç bozmadım. Biz ölene kadar da bozmayacağız. Giysilerini kokluyorum, oğlum kokuyor. Canım gitti, tişörtündeki kokuya muhtaç oldum? Fotoğraflarını öpüyorum. Karşımdaymış gibi anlatıyorum, onunla dertleşiyorum. En büyük tutkusu Fenerbahçe’ydi. Birlikte formalarımızı giyer maça giderdik….” diyor.