Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Açığa alınan öğretmen sayısı 70 bini buldu

Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, meslekten çıkarılan ve açığa alınan öğretmen sayısının yaklaşık 70 bin olduğunu ve en az 1 milyon 511 bin 200 öğrencinin öğretmensiz aldığını söyledi. Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca ise okulların açılmasının üzerinden dört hafta geçmesine rağmen hala çok sayıda kitabın eksik olduğunu vurguladı.

Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet

Darbe girişimi en çok eğitim alanını etkilerken, Eğitim-Sen ve Eğitim-İş sendikaları yaptıkları açıklamada eğitimde yaşananlara dikkat çekti. Eğitim-Sen ‘Eğitimde neler yapılmak isteniyor’ başlığıyla eğitimde yaşanan sorunları sıralarken, Eğitim-İş ise darbe girişimi ardından görevden alınan öğretmenlere dikkat çekti.

Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında ilk olarak 15 bin 200 öğretmenin açığa alındığını, özel okul çalışanı 21 bin öğretmenin de lisansının iptal edildiğine işaret ederek, “Sonraki süreçte 28 bin 163 öğretmen 672 sayılı KHK ile FETÖ soruşturması kapsamında görevinden ihraç edilmiştir. Sonraki süreçte terör örgütünü destekleyici faaliyetlerde bulunduğu gerekçesiyle 11 bin 301 öğretmen görevden uzaklaştırılmış, son olarak da 2 bin 400 öğretmen açığa alınmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, lisansı iptal edilen özel okul çalışanı 21 bin öğretmeni de göz önüne aldığımızda, yaklaşık 70 bin öğretmeni meslekten çıkarmış ya da açığa almıştır” dedi.

Eğitim-İş Genel Başkanı Mehmet Balık

“1 MİLYON 511 BİN 200 ÖĞRENCİ ÖĞRETMENSİZ KALDI”

Eğitim-İş olarak darbe girişiminden sonra, devletin içine sızan cemaat ve tarikatlar dahil tüm paralel yapıların, kökünün kazınmasının zorunlu olduğunu vurguladıklarını anlatan Balık, şöyle devam etti: “Ancak siyasi iktidar, yürütülen soruşturmalarda beklenen hassasiyeti göstermemiş, hukukun evrensel ilkelerine riayet etmemiş, terör örgütüyle hiçbir bağlantısı olmadığı halde masum kamu görevlileri de görevlerinden alınmıştır. FETÖ’yü temizleme bahanesiyle girişilen uygulamalar, muhalifleri yok etme girişimlerine dönüşmüş, 18 milyon öğrenci, 1 milyona yakın öğretmen, ihraçlar ve açığa almalar nedeniyle büyük bir belirsizlik ve kaos ortamında eğitim öğretim yılına başlamıştır. Eldeki verilere göre en az 1 milyon 511 bin 200 öğrenci öğretmensiz kalmıştır. Siyasi iktidarın antidemokratik tutumu sadece eğitim emekçilerini değil, öğrenciler ve velileri de dahil olmak üzere toplumun geniş kesimlerini olumsuz yönde etkilemiş, kaygıları artırmıştır.”

“MASUM KAMU GÖREVLİLERİ GÖREVLERİNE İADE EDİLMELİ”

Eğitim-İş olarak, siyasal iktidarın, vatandaşlarının memuriyet güvencesini, hukuki güvenlik hakkını, adil yargılanma hakkını ihlal edecek, muhalif tüm unsurları susturacak, eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesini hedef alacak uygulamalarına karşı durmayı sürdüreceklerini vurgulayan Balık, “Savunma hakkı tanınmaksızın kamu görevinden çıkarılanların itirazları dikkate alınarak durumları yeniden değerlendirilmeli, hakkında kesin, somut ve objektif deliller bulunmayan masum kamu görevlileri görevlerine iade edilmelidir” diye konuştu.

PROJE OKUL

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca ise ‘Eğitimde Ne Yapılmak İsteniyor?’ başlığıyla yaptığı açıklamada eğitimde yaşanan sorunları anlattı.

Türkiye’nin üniversitelere en fazla öğrenci yerleştiren ve en başarılı öğrencilerinin devam ettiği 170 lisesinin “proje okul” ilan edilerek öğretmenlerinin zorla oralardan uzaklaştırıldığını vurgulayan Karaca, “Hiç bir sınav yapmadan sadece yandaş olacak ve eğitim süreçlerini siyasal iktidarın dinselleştirme politikalarına göre uygulayacak öğretmen ve idareciler atanıyor. Öğrenciler, veliler, öğretmenler bu zulme karşı direniyor. ‘Tüm eğitimi ve tüm toplumu AKP’lileştirme projenizin oyuncağı olmayacağız!’ diyorlar. Bu direnişi sonuna kadar destekliyoruz. MEB’ e bu dayatmaya bir an önce son verin diyoruz” dedi.

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca

DERS KİTAPLARI SORUNU

Okulların açıldığını, dört haftanın bittiğini ancak halen öğrencilerin çok büyük kısmının okullarda ders kitapları olmadığını söyleyen Karaca şöyle devam etti: “Örneğin ilkokul 1.sınıfların “Okumaya Başlıyorum” kitabı, 2. sınıfların “Türkçe” kitabı ile birlikte birçok kitap yok. Liselerde özellikle büyük kentlerde kitapların hemen hepsi yok. Öğretmen ve öğrencilere “PDF” formatında kitaplardan yararlanın deniyor. Gene liselerde birçok kentte 11. sınıflar için coğrafya kitabı, 10-11. sınıflar için demokrasi ve insan hakları kitabı, astronomi ve uzay bilimleri kitabı yoklar arasında.
Hepimizin karşı olduğu darbe buradaki eksikliğin tek sebebi değildir. Zaten MEB kitaplarda müfredat ve birçok konuda değişiklik yapılacağını ve bu nedenle yeniden basılacağını darbe öncesinden açıklamıştı. Özellikle kitaplardan çıkarılacak konularda, açıkça paylaşılmadığı için ve MEB’in eğitimi dinselleştirme uygulamaları nedeniyle eğitim çevreleri ve toplumda büyük kaygı oluşmuştu. Bu nedenle ancak kırıntıları kalan ‘Laik Eğitim Sisteminin’ tümden ortadan kaldırılması endişesi yeni tartışma ve çatışma alanlarından bir diğeri olmuştur.
Hükümet ve MEB, bu alanda zorlama ve baskılarını bitirip, çağın ihtiyaçları üzerinden bilimsel, laik ve demokratik temelde çocuklarımızı ve ülkemizi yarınlara hazırlayacak kitaplar için süreci hızla yeniden ele almalıdır. Gerekirse daha önceki yıllarda yararlanılan kitaplar öğrencilere dağıtılarak ‘kitap sorunu’ bitirilmelidir.”

“TAM GÜN EĞİTİM İÇİN 127-140 BİN DERSLİK GEREKİYOR”

Sınıf mevcutlarının kalabalık olmaması, eğitimin tam gün olarak yapılması çocuklara avantaj sağlayacağına değinen Karaca, tam gün eğitime geçmek için 127-140 bin derslik gerektiğinin altını çizdi.

Derslik açığını kapatmak için en az, her yıl 20 derslikli 2 bin 100 okul üç yılda toplamda 6 bin 350 okul yapılması gerektiğini söyleyen Karaca, “İkili eğitimin yoğunlaştığı iller başta üç büyük şehir olmak üzere, Adana, Antalya, Bursa, Şanlıurfa, Gaziantep, Diyarbakır, Van, Mersin, Hatay, Konya, Kocaeli, Batman, Mardin, Malatya, Denizli, Samsun, Manisa ve diğer 16 ilde bu çalışmalara özel önem vermek gerekmektedir” diye konuştu.

“OKUL ÖNCESİ EĞİTİM ZORUNLU VE PARASIZ OLMALI”

Türkiye’de okul öncesi eğitimin ağırlıklı olarak 5 yaş için kullanıldığını ancak eğitim bilimci, psikolog, çocuk sağlığı ve sosyal hizmet uzmanlarının 3 ve 4 yaş için de okul öncesi eğitimin önemine vurgu yaptığını kaydeden Karaca şöyle devam etti: “MEB çocuklarımızı kurtarmak için hemen okul öncesi eğitimi kendi bünyesine almalıdır. Okullaşma oranlarının en azından 5 yaşta yüzde 100’e ulaşması için daha çok çalışılması, yatırım yapılması gerekmektedir.”

“1 MİLYON 250 BİN ÖĞRENCİ GELECEK YIL YENİ BİR YOLCULUĞA ÇIKACAK”

Eğitim sisteminin ve ülkenin kadim sorunları arasında yabancı dil eğitimi sorununun önemli yer tuttuğuna değinen Karaca şunları söyledi: “Bu yıl pilot uygulaması başlayan yeni yönteme gelecek yıl bütün 5. sınıflarda başlanacağı açıklandı. Pilot uygulamanın ne tür sonuçlar ürettiği görülmeden böyle bir açılama yapılmasını doğru bulmadığımızı belirtmek istiyorum. Henüz ders saatleri tam olarak kesinleşmemiş olsa da yapılan açıklamalardan derslerin büyük bir bölümünün yabancı dil ve Türkçe olacağını anlıyoruz. Anlaşılan zorunlu ders olan din kültürü ve ahlak bilgisi dersi dışında sosyal ve fen bilimlerini kapsayan diğer derslere hiç yer verilmeyecek. Öyle anlaşılıyor ki 1 milyon 250 bin 5.sınıf öğrencisi gelecek yıldan itibaren yeni bir yolculuğa çıkacak. Okulların yabancı dil eğitimi ağırlıklı sınıflar oluşumuna öğretmen kadrosu, ders içerikleri ve alt yapı olarak yeterli hazırlıkların bu süre zarfında tamamlanmış olarak başlaması en büyük dileğimiz. Kamu ortaokullarında yabancı dil laboratuvarlarının, bilişim sistemlerinin, görsellerin, araç gereçlerin bütün okullarda eş zamanlı olarak hizmete sunulması çok önemli.”