Türkiye’de öğretmen atamaları, KPSS ve mülakat süreçlerini içeren karmaşık bir sistemle gerçekleştiriliyor. Bu süreçte öğretmen adayları, dört yıllık eğitimlerinin ardından KPSS’ye girerek genel kültür, Türkçe, matematik, tarih, coğrafya gibi derslerden sınavlara tabi tutuluyorlar. Başarılı olan adaylar, eğitim bilimleri sınavında ise pedagojik bilgi ve öğretim yöntemlerine dair bilgilerini test ediyor. Ancak, atama sürecinin en tartışmalı kısmı mülakatlar.
Mülakatlar, adayların KPSS’den aldıkları puana ek olarak belirleyici bir rol oynuyor. Yaklaşık yarım saat süren bu sözlü sınav, adayın öğretmen olup olamayacağına dair nihai kararı veriyor. Ancak, birçok aday ve uzman, bu mülakatların objektiflikten uzak olduğuna ve farklı illerde farklı puanlamalarla büyük adaletsizliklerin yaşandığına dikkat çekiyor. Bir ilde 90 alarak başarılı sayılan bir aday, başka bir ilde 70 alarak elenebiliyor. Bu durum, mülakatların standartlaşmamış yapısını ve değerlendirme ölçütlerindeki belirsizlikleri gözler önüne seriyor.
Mülakatlar, teorik olarak adayın öğretmenlik yetkinliğini ve sınıf içi performansını değerlendirmek amacıyla yapılsa da, böylesine kısa süreli bir görüşmenin adayın yıllar süren eğitimini ve yeterliliğini tam anlamıyla değerlendirmesi mümkün değil. Ayrıca, değerlendirme kriterlerinin net olmaması ve farklı illerdeki komisyon üyelerinin subjektif yorumlarına açık olması, öğretmen adayları arasında büyük bir güvensizlik yaratıyor.
Bu nedenle birçok uzman, mülakatların kaldırılması ya da objektif kriterler çerçevesinde yeniden yapılandırılması gerektiğini savunuyor. Alternatif olarak, adayların öğretmenlik yeterliliğini uzun vadede gözlemlemeyi sağlayacak staj programları ya da sürekli değerlendirme sistemleri öneriliyor. Bu şekilde, öğretmen adaylarının daha adil bir şekilde değerlendirilmesi sağlanabilir ve mülakatlardaki olası hataların önüne geçilebilir.
Özetle, mülakatların mevcut haliyle devam etmesi, öğretmen adayları için eşitsizlikler yaratmakta ve eğitim sistemine olan güveni zedelemektedir. Objektifliğin sağlanması adına daha yapısal reformların yapılması elzemdir.