Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan’ın ‘ABD ile nasıl başa çıkılır’ başlıklı bugünkü yazısının ilgili kısmı şöyle:
ABD ile nasıl başa çıkılır bilmiyorum.
Ama nasıl başa çıkılmayacağını biliyorum:
- Mesela… Sonu gelmeyecek cengâverlik öyküleri anlatarak başa çıkılmaz.
Mesela… Hamaseti akılcılığa yeğleyerek başa çıkılmaz.
Mesela… Zekice çıkışlar yerine trip atmayı tercih ederek başa çıkılmaz.
Mesela… Arka kapı diplomasisi yerine sürekli ön kapıdan bağırarak başa çıkılmaz.
Mesela…
Sonu asla gelmeyecek posta koymalarla başa çıkılmaz.
- Mesela… Soğukkanlılığı kaybederek ve mantığı savuşturarak başa çıkılmaz.
TRUMP İÇİN NE DEDİYSEK O
Trump için dedim ki…
- Bu adam sırt sıvazlıyor ama arkadan yapacağını yapıyor.
Bu adam yüze karşı gülüyor ama arkadan dolap çeviriyor.
Bu adam eli kuvvetlice sıkıyor ama bırakınca unutuyor.
Benim günler önce söylediğimi…
Şimdi herkes söylemeye başladı.
Son zamanlarda biraz fazla “Ben demiştim” demeye başladım.
Yaşlanıyor muyum acaba?
Yoksa hafazanallah kibir mi?
FETULLAH’A BAYRAM ETTİRMEMEK İÇİN
ABD ile aramızda çıkan vize krizi…
En çok kimi sevindirmiştir?
Tabii ki Fetullah’ı?
O zaman bu krizle ilgili ne yapmalıyız?
Tabii ki sorunu diplomasiyle çözüp…
Fetullah’ın gülümsemesini yüzünde dondurmalıyız.
BİR DE UÇAK ALDIYDIK
11 milyar dolara uçak almıştık ABD’den.
Hem de 10 gün önce…
Vize mize yoksa…
O uçakları nasıl alacağız?
Adrese mi postalayacaklar?
Nedir?
SALATA
BİR zamanlar Rus salatasını, Amerikan salatası yapmıştık.
Şimdi de Amerikan salatasını, Rus salatası mı yapacağız?
DURDURUN GÜNDEMİ, İNECEK VAR
BARZANİ de Barzani diyorduk ki… Ak tolgalı Melih Gökçek birden geride bıraktı Barzani’yi…
Gökçek de Gökçek diyorduk ki… Aniden “Akın var akın, İdlib’e akın” türküsü çıktı ortaya…
İdlib de İdlib diyorduk… Şak diye ABD vizeleri askıya alarak… Alayını birden sildi attı gündemden…