Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Mavi Marmara’da fatura Türkiye’ye

Mavi Marmara katliamından sonra varılan anlaşma, şehit aileleri dışındaki tüm mağdurlar için ‘yasal hasmı’ Ankara haline getirdi. İsrail aleyhine açılacak davaların muhatabı Türkiye oldu. Bunun ilk örneği Denizli’de gerçekleşti. Mavi Marmara gazisi Zeki Kaya, 260 bin TL maddi-manevi tazminat talebiyle ülkesine dava açtı

Mavi Marmara katliamından sonra

HİLAL ÖZTÜRK

İsrail, Mavi Marmara saldırısında şehit olan 10 Türk vatandaşına 20 milyon dolar tazminat ödedikten sonra iki ülke arasındaki anlaşma gereği davalardaki yüzlerce mağduru Türkiye’ye devretti. İsrail aleyhine açılan davalarda yasal hasım Türkiye oldu. Ancak ilk kez bir mağdur, katliam saldırısında yaralandığı için doğrudan kendi devletine dava açtı. Denizli’de yaşayan Zeki Kaya, Gazze’ye insani yardım götürmek için bindiği Mavi Marmara gemisinde, İsrail askerleri tarafından silah kabzasıyla darp edildi. Gemide işkence gördü, 3 gün gözaltında tutuldu. Dizüstü bilgisayarı, cep telefonu, bin 500 dolar, 2 bin Euro ve 2 bin TL parası İsrailliler tarafından alındı ve kendisine geri verilmedi. Kaya, İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından muayene edildi ve basit tıbbi müdahale giderilemeyecek majör deprasyon raporu aldı. Kaya, yaşadığı mağduriyetler için anlaşma gereği Türkiye Hazinesi’nden 10 bin TL maddi, 250 bin TL manevi olmak üzere 260 bin TL tazminat talebinde bulundu. Dava dilekçesinde ilk kez iki devlet davalılar kısmında yan yana geldi.

Mavi Marmara, Gazze ve Defne-Y isimli gemilerde temel gıda malzemeleri, giyecek, hastane malzemeleri, ilaç gibi tıbbi malzemeler, çocuklar için oyuncaklar ve oyun parkı gereçleri ile inşaat malzemeleri taşındığı belirtilen dava dilekçesinde, gemide 37 farklı ülkeden gazeteci, din adamları, doktorlar, milletvekilleri, iş adamları ve esnafların bulunduğu 600’den fazla katılımcının yer aldığı anlatıldı. Mavi Marmara gemisindeki yolcular ve diğer gemilerdeki yüklerin tüm gümrük mevzuatına uygun şekilde gerekli güvenlik kontrolü yapılmasının ardından yola çıktığı, gemilerdeki yük ve yolcular ile ilgili bilgilerin tüm dünyaya deklare edildiği vurgulandı. Bu duruma rağmen gemilerin, 31 Mayıs 2010 günü tüm dünyanın gözleri önünde, İsrail askerlerinin hukuk dışı saldırı ve müdahalesiyle karşı karşıya kaldığı belirtilen dilekçede, silahlı ve fiili saldırıda bulunulduğu, müdahale esnasında ve devam eden süreçte 10 insani yardım gönüllüsünün hayatını kaybettiği, onlarca insanın yaralandığı, katılımcıların hiçbir yasal dayanak olmadan gözaltına alındığı, yaralı insanlara kelepçeler takılarak günlerce hücrelerde alıkonulduğu, kendilerine kötü muamelede bulunulduğu, katılımcılara ait şahsi eşyalara el konularak birçok haksız fiil gerçekleştirildiği hatırlatıldı.

Dilekçesinde Türkiye’nin taraf olmasını açıklayan Kaya ise 1 Eylül 2016’da Türkiye ile İsrail Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşması’nın yürürlüğe girdiğini belirterek “Bu uluslararası anlaşma ile Türkiye hükümeti, Mavi Marmara olayına ilişkin devam eden tüm hukuki süreçleri ve davaları sonlandırarak ortadan kaldırma ve saldırının failleri hakkında yeni davalar açılmasını engelleme taahhüdünde bulunmuş ve tüm sorumluluğu da üzerine almıştır. Bu anlaşmanın yürürlüğe girmesinin akabinde devam eden tazminat davalarına Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü’nden gönderilen yazılarla davaların Türkiye devleti adına Maliye Hazinesi’ne yöneltilmesi gerektiği, İsrail’in sorumsuz olduğu bildirilmiştir. Bu sebeple davada, davalı olarak İsrail devleti yanında Türkiye Cumhuriyeti Maliye Bakanlığı da gösterilmiştir” dedi. Mağdur Kaya dilekçesinde “Siz değerli yüce Türk hakimlerinin tarihe geçen Mavi Marmara vakıasında bu acıları dindirmek adına adalet terazisinden sapmayacağınıza inancımız tamdır. Zira emsal niteliğinde olan kararlarda değerli hakimlerimizin adalet terazisini ne denli hassasiyetle tuttuklarını da bilmekteyiz” ifadesini kullandı.

16 MİLYON TL TAZMİNAT İSTENDİ, DAHA ÇOK DAVA AÇILACAK

İsrail’in ödediği tazminat tutarının dünyadaki benzer olaylarda ödenen tutarın çok altında kalması ve anlaşma gereği sadece şehitleri kapsaması, geriye kalan yüzlerce mağdurun hukuki olarak muhatabını Türkiye haline getirdi. Maliye Bakanlığı, Mavi Marmara mağdurlarının açacağı tüm tazminat davalarının karşı tarafı olacak ve mahkemelerin hükmettiği tazminatları ödeyecek. Türkiye’nin İsrail’in ödediği 20 milyon doların çok daha üzerinde bir maddi tazminat ödemekle karşı karşıya gelebileceği belirtiliyor. KARAR’ın mağdur avukatlarından aldığı bilgilere göre daha şimdiden 16 milyon TL maddi manevi tazminat talebiyle açılmış 36 dava var. Bu sayının yurtdışındaki mağdurlarla birlikte yüzleri bulması bekleniyor.

BM: İSRAİL’İN YAPTIĞI KABUL EDİLEMEZ GADDARLIK

Dava dilekçesinde, İsrail’in ülkelerine yönelik bir tehdidi önlemek adına gemiye çıktığını ve kendilerini savunmak zorunda kaldıkları için meşru müdafaa haklarını kullandığı savunması yapmasına, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi-Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti 27 Eylül 2010 tarihli raporundaki ifadelerle yanıt verildi: “İsrail Savunma Kuvvetleri’nin Mavi Marmara’ya yapmış olduğu müdahale -şartları sebebiyle ve müdahale açık denizde yapıldığından- hukuksuz olduğu aşikardır. İsrail askerlerinin ve İsrailli diğer yetkililerin filo yolcularına davranış biçimleri durumla orantısız olmakla kalmamış, aynı zamanda tamamen gereksiz ve inanılmayacak ölçüde şiddet içermiş, kabul edilemez düzeyde bir gaddarlık sergilenmiştir. Bu tür bir muamele biçiminin güvenlik gerekçesiyle ya da başka bir gerekçeyle meşrulaştırılması veya savunulması mümkün değildir. Bu davranışlar, insan hakları hukukunu ve uluslararası insancıl hukuku ciddi şekilde ihlal etmiştir.”

Karar